eleştirinin de tadı kaçıyor bu zamanda. eleştirdiğin şeyi de eleştiriyorlar. eleştirdiğin şeyi eleştirenleri bile eleştiriyorlar hatta şu anda, oraya kadar geldik. en basitinden popüler kültürü ele alsan, fight club'ı falan yeni izlediysen mesela, ohoooh zibilyon tane eleştirisi var her yerde. orta-alt sınıf bile yapıyor o işi artık. sırf işçi değil, memur bile eleştiriyor yeri geldiğinde. sonra onu eleştirenleri eleştirenlerden de çok var. o dalga geçtiğiniz anaakım, zamanın ruhudur, gerçek sanattır, sanat halk için yapılır diye savunan, sol eğilimli adamlar. bunlar biraz daha orta yaşlı, daha bir "sanatçıyım" diyenler. yok yanılıyorsunuz, dalga geçiyorsunuz ama, o iş aslında öyle değil deyip tekrar kenara çekilen bilge kılıklı tipler. az da olsa onları eleştirenler bile var, zincirin son halkası olarak. şu anda komik gelen ama yirmi yıl sonra anlaşılır bulacağımız hafif balatayı sıyırmış sanatçılar. örnek mi lazım, dali olabilirdi mesela. güncel model aklıma gelmedi şimdi.
bir şeyi eleştireceğim, oturuyorum karıştırıyorum biraz dergi mergi internet falan, sağını solunu iyice öğreneyim diye; hevesim kursağımda kalıyor. benim temayı çoktan ele almışlar, ele alanı tefe koyup oynatmışlar, şu sıralar tefe koyana sarıyorlar gibi bir pozisyonla karşılaşıyorum. işin keyfi kaçıyor. o zaman bu iş de biraz modaya dönüyor. adamlar üçüncü çemberdeyken sen oturup birincisini eleştirsen eski moda olursun, eleştiremiyorsun. ya ben popüler kültürü eleştireceğim yine yeni yeniden?. yok, bitirdik onu biz. peki, öyle olsun.
1 yorum:
"orta alt sınıf ve işçi bile eleştiriyor" 'u anlamadım. eleştirmek için beyaz yaka olmak gerektiğini bilmiyordum.
bence eleştirmek biraz "ben de buradayım" demek.
insancıl yani.
Yorum Gönder