14 Temmuz 2009 Salı

göz

konuşurken karşındakinin gözlerine bakamama, özgüven yoksunluğunun ya da yalan söylediğinin alameti ise eğer, gözlerinin içine bakarken konuşabilmek de onu sevmediğimizi ispatlar diye iddia ederim o zaman ben de. böyle genellemelerle, analizlerle gelmeyin bana.

şahsen ben konuşurken genellikle sağ omuz üstünü tercih ederim gözlere nazaran. daha bir güvenlidir, rahattır. kadın olsun, erkek olsun, tasalanmadan dinleyebilmek adına omuz, ensedeki saçlar veyahut kulak memesi tercih edilebilir.

omuz ya da göğüs dekolteli bir kadınla konuşuyorsam arkadaki duvar da güzel bir seçenek olabilir. konuşurken kibar bir hareketle dekolte kapatılırsa ama, işte o saniyeden sonra sizi dinlemediğimi taahhüt edebilirim kolaylıkla. içses "dekolteye mi baktım acaba, yok bakmadım ki, niye öyle yaptı o zaman, şansa mı denk geldi yoksa rahatsız mı oldu" derken, dışarıdan sizin için kafamı yukarı aşağıya sallayabilirim en fazla. üstüne, hiç öyle dekolteyle falan işim olmaz imajını belirginleştirmek için ortamdaki kadınların olduğu tarafa kafamı bile çevirmem bir daha. soru sorarsanız bir - iki dakika önceki muhabbeti toparlayıp devam ederim, dediğim gibi son hareketinizden sonraki muhabbeti tamamen kaçırmışımdır çünkü. tanıyın beni.

konuşurken tavana bakarsan yalan söylüyormuşsun, aşağıya bakarsan bilmiyormuşsun. elini sertçe sıkarsan ciddiymişsin, kollarını kavuşturursan konuya katılmıyormuşsun. saçınla oynuyorsan flört ediyormuşsun, bacak bacak üstüne atarsan takmıyormuşsun, daha bir sürü hikaye. gözlerinin içine bakmıyorsan da kendine güvenmiyormuşsun. kim diyor? 13 kez evlenip 23 kez boşanmış, uyuşturucu bağımlısı çocukların anası bir psikolog. daha 30 senelik evli psikolog görmedim zaten.

Hiç yorum yok: