6 Temmuz 2009 Pazartesi

anlatıyorum

benim yaptığım şu aslında:
karşınıza geçiyorum ve bir şeylerden bahsediyorum, anlatıyorum. ve siz de beni hiç bölmeden, soru sormadan ya da tartışma başlatamadan öylece dinlemek durumundasınız.
istediğim kadar, istediğim şekilde anlatıyorum. hoşunuza gitmese de, sinirlenseniz de dinliyorsunuz. benim açımdan keyifli bir şey. yazar açısından.

ama işin diğer boyutu var bir de. okuyucuysanız, ki hepimiz çoğunlukla okuyucuyuz, devamlı birilerini dinliyorsunuz. ve eğer çok okuyorsanız, birbirinden farklı bir çok adam/kadın size her defasında yeni şeylerden bahsediyorlar. bilmediğiniz kavramları anlatıyorlar, tarihi anlatıyorlar, bildiğiniz hatta emin olduğunuz şeylere başka yorumlar getiriyorlar, başka bir çerçeveden baktırıyorlar. düşünceleriniz ve daha önemlisi duygularınız bile zamanla bu adamları dinleyerek değişebiliyor.

okumak muhteşem bir şey. teksas - tommiks ya da makale, bence fark etmez. çünkü bir kere başladın mı ne bir ömür teksas okuyabilirsin ne de makale. hangi bölümden başladıysan elbet sıkılıp diğer tarafa da geçersin bir zaman sonra.
yani burda okumanın ne kadar faydalı olduğunun altını çizmeme gerek yok sanırım. ama yukarıda bahsettiğim gibi bir (zararı demeyelim de) etkisi de olabilir bence. bende oluyor. nasıl bir etki, şöyle:
- en basit anlatımla kafa karıştırabilir.
- o zamana kadar imgelediğiniz şeyleri somutlaştırır bazı kitaplar. ve siz onun somutlaşmış halini beğenmeyebilirsiniz. düş kırıklığı.
- kafanıza devamlı yeni şeyler girmektedir, yeni kavramlar, ideolojiler, yeni sebepler ve sonuçlar. güncel hayatta konsantrasyon bozukluğu.
- reçeteyle satılmıyor ki bunlar. zamanından önce ya da sonra okuduğunuz kitaplar istenmeyen sonuçlara sebep olabilir. beklentileri fazla düşük ya da fazla yüksek tutmak.
- hayalgücünü gereğinden fazla genişletmek.

gibi. çok daha fazlası da vardır da ilk iki dakikada aklıma gelenler bunlar.
okuyalım, okutturalım, yazalım, yazdıralım o ayrı. bu saydıklarıma rağmen yapalım, bir şey demiyorum.
onlarca sebebi var gerçi ama mesela neden yazalım?
hep alışık olduğumuz, deniz kenarında güneşlenirken tamamen konsantre şekilde kitap okuyan ve etrafıyla hiç ilgilenmeyen güzel kadın var ya.  işte o, herkes ona bakarken sadece bizi dinlesin misal. o yüzden yazalım.

Hiç yorum yok: