7 Temmuz 2009 Salı

evrensel

isyan bu haykırış.
aza tamah eden çoğu bulamaz atasözünden çıktık yola, ergenliğimiz, ilkgençliğimiz boyunca tamah etmedik aza, mamafih çoğu bulamadık. on beş yıl oldu be. hep vasat, hep vasat.
şöyle evrensel güzel tabir ettiğimiz, dünyanın neresine götürürsen götür güzel denecek fiziksel özelliklere sahip en fazla bir - iki kadınla beraber olmuşumdur şimdiye kadar. amerikan doları gibi bir kadın arıyorum her yerde geçerli. bizimkiler ancak avustralya doları, isveç kronu.

fashion tv'de gördüğümüz uzaylılarla tanışma olasılığımız sıfırsa eğer, fıçı bira şişesi vücutlu türk kızlarına mahkumsak, beyaz tenli, hayatı boyunca bisiklete binmekten mükemmelleşmiş vücuduyla etrafta dolanan iskandinav kadınlarına ulaşamıyorsa kolumuz, her iki günlük tatilde konsoloslukların kapılarına dayanıyorsak vize için, ben gider isveç'de mba yaparım arkadaş. kimse tutamaz beni. dutch'sa dutch öğrenirim, ispanyolca'ysa ispanyolca.

senelerce uyuttular bizi. çocukken girdiler kanımıza, o dönem devletimin idare ettiği televizyon kanallarıyla, bünyesinde ciddi cezalar barındıran basın politikasıyla, anamızla babamızla hepsi bir oldular, kandırdılar. anaç türk kadını, muhafazakar ama samimi türk ailesi, misafirperver türk komşuluğu, gavur avrupa diye kandırdılar. güzellik geçici, insanlık kalıcıdır felsefesiyle yaklaştılar gencecik beyinlerimize. biz de ne yapalım, en iyisi elimizdekiyle yetinmek dedik, doğrusu bu dedik. çocuktuk.

yaz okuluydu, tatillerdi, sonrasında üniversiteydi derken yurtdışına çıktıkça anladık ki o iş öyle değil. ben yaptım sosyolojik deneyleri, siz yapmayın diye anlatıyorum, bunların aslı astarı yok. bir kere hem güzel hem de iyi olabiliyor insan. hem güzel hem samimi, hem güzel hem olgun, hem güzel hem dürüst olabiliyor. valla. güzelin yanına başka olumlu sıfatlar da ekleyebiliyorsunuz türkiye dışında, burdaki gibi tek başına sıkılmıyor listede güzellik.

yok sadece yurtdışında demiyorum güzel kadınlar. türkiye'de de yeterince varlar. ama sosyal bir bariyer yaratıyorlar, burun kıvırıyorlar. hemcinslerim sağolsun öyle alıştırmışlar. fakat artık politika değişti, aza tamah etmemek yok, çoğun üstüne üstüne gitmek var. kuralları bilmemekten değil, uygulamamaktandı sıkıntımız. o zaman alıyorum elime mikrofonu rocky gibi, size sesleniyorum türk kadınları: "ben değişebilirsem, siz değişebilirseniz, herkes değişebilir." gorbaçov bile alkışladı be.

1 yorum:

Gerçek Evren dedi ki...

Bu bir haykırış !

Köprüden önce son çıkış.....