11 Ocak 2010 Pazartesi

teyze

şu hayatta ulaşmamız gereken noktayı açıklıyorum: orta yaşı geçkin teyze olgunluğu. tezcanlılıkla verilen kararları, sinirimizi bozan, kendimizle özdeşleştiremediğimizden beğenmediğimiz başlıkları, ulaşamadığımızdan pis dediğimiz ciğeri, muhteviyatında bencilliğin çok büyük yüzdelerde bulunduğu davranışlarımızı düşünün. ve bunlara bir de orta yaşı geçkin teyze kürsüsünden bakın.

çok primitif bir örnekle geliyorum, daha iyi anlaşılıyor: arabasını cilalamış, saçlarını jölelemiş, moschino gömleğini çekmiş, merkezi bir yerde arabasına yakın durarak sağı solu kesen bir salağı ele alalım. çoğu karikatürün kahramanı, mizahın konusu olmuş bu adama hepimiz tek tek ve grupça gülüyoruz. biz gülüyor dalga geçiyoruz, kız arkadaşlarımız gülüyor, bazıları sinirleniyor, kimi kıskanıyor, hatta bazısı sataşıyor. görmemiş diyoruz, kompleksli diyoruz, beyinsiz diyoruz, baba parası yiyen şımarık diyoruz. o sokaktan geçen orta yaşı geçkin teyze, yanındaki orta yaşı geçkin teyzeye ne diyor? gençler toplanıyorlar burda arkadaşlarıyla. hep genç genç çocuklar tabii, heves ediyorlar, güzel güzel giyiniyorlar, arkadaşlarıyla buraya geliyorlar, diyor.

şimdi biz çoğu zaman, bu teyzeler bizim bildiklerimize vakıf değiller, konuyu bilmedikleri gibi anlattığında da anlamıyorlar diyor, hala ergen genç agresyonuyla hareket ediyoruz. halbuki ben araştırdım, o iş öyle değil. kadın, hiç bir şey olmasa otuz senedir fazladan nefes alıyor. otuz senedir evde oturup camdan baksa, gene senden çok bilir. ha radikal örnekler olabilir, bunlar gerçeği zedelemez.

çok yaşanmışlıkla olgunluğu aynı lineer fonksiyona koyuyorum, üst üste çakıştırıyorum. evet ben bunu sık sık, ve her alanda yapıyorum. çünkü bu kadar basit olduğunu düşünüyorum, size de tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok: