8 Ocak 2010 Cuma

anneye açık mektup

anne biliyorum her şeyi, yakalandın. sitemi biliyorsun, her gün girip okuyorsun, senin hakkında belki başka şeyler de yazarım diye söylemiyorsun, tetiktesin, bekliyorsun. hayatımı ordan takip ettiğini düşünüyorsun. ama öyle değil, çoğu zaman burda hayatımla ilgili bir ipucu vermemeye özellikle dikkat ediyorum zaten. yakalandın anacım, derdini anlatacak kadar iphone bildiğini biliyorum. google'ı da öğrendin. ne zaman tahmin edemiyorum ama bir ara oğlunun adını yazdın, buldun beni. o imalı imalı laflarından anladım.

şimdi, bak ana gibi yar olmaz o doğru. iki hafta görüşmüyoruz, bir telefon açıyorum, anne diyorum geliyorum yemek yap, tamam oğlum diyorsun, ne istersin? eve bi geliyorum masa şahane. iki hafta sonra diyorum bak, iki hafta tek kelime etmedikten sonra. sen zamane gençliğini bilmezsin anacım, öle bir şey yok şimdi. sen iki hafta bir kadını aramayacaksın. sonra açıp geliyorum diyeceksin, yemek yap, bir kere diyemezsin, telefonu açmaz.

sonra, kimse bana meyve ye de demiyor. meyve alıyor musun eve diye tek soran sensin yarim. her uçak inişinde teyit alan, her kar yağdığında evden çıkma diyen. nerden bulacağız senin gibisini?

ama bak hazır şurda oturmuş konuşuyorken söyleyeyim: açık ol bana. bana de ki, ozan bu ara beni pek aramıyosun de, üzülüyorum ama eşek kadar adam oldun, artık bir şey de söylemek istemiyorum de, ara sıra beni ara, merak ediyorum de. kız arkadaşın var mı diye sor, evlenmeyi düşünüyor musun diye sor, işin nasıl gidiyor, memnun musun diye sor. bunları çok merak ettiğini, içinin içini yediğini biliyorum, sormak isteyip de soramayalı çok oldu onun da farkındayım.

böyle antin kuntin işler yakışmıyor sana. senin sebebin bambaşka gerçi, biliyorum ama pavlovyan reflekslerle ifrit oluyorum böyle gizli kapaklı işler çevirene. ha sana olmuyorum, seni seviyorum anne, saçmalama. ara beni.

2 yorum:

Kaan dedi ki...

duygulandım hocam. ( ciddi olarak)

esra dedi ki...

benimle evlenirmisinn