20 Mayıs 2009 Çarşamba

ecevit

geçenlerde televizyonda bülent ecevit'in bir konuşmasına denk geldim. sakin ve efendi kimlikleriyle tanıdığımız ecevit, sesi titreye titreye bağırıyordu meclis kürsüsü'nde. kıbrıs harekatı öncesi gibi. sanki yirmi yıl gençleşmiş, yine o karaoğlan dönemindeki gibi meydan okuyor. ön sıralarda nazlı ılıcak ve hemen yanında türbanıyla oturan merve kavakçı. tam olayların patladığı gün tahmin ettiğim kadarıyla. şimdikiler gibi evirip çevirmiyor ağzında, direk merve kavakçı'nın gözlerinin içine bakarak bağırıyor:
"burası devlete meydan okuma yeri değildir!"
"kimsenin özel hayatına karışmayız ama burası özel hayata dahil değildir, kamusal alandır, milletimin meclisidir, burada millete de devlete de meydan okuyamazsınız!"
hey gidi ecevit dedim, nur içinde yat. ülkeni severdin sen, politikacılığı meslek olarak yapmıyordun, ülkeni, milletini sevdiğinden yapıyordun. yaptığın hatalar bile bu yüzdendi. nur içinde yat.

Hiç yorum yok: