20 Mayıs 2009 Çarşamba

çetin altan

evet ikinci cumhuriyetçidir falan ama büyük adamdır aslında. sırf çetin altan öyle diye az anlamaya çalışmadım bu ikinci cumhuriyetçilerin kafasını. vazgeçtim sonra, çetin altan bile yanlış yorumluyor olabilir bazı gerçekleri, n'apalım?
yazarlıktan da siyasetten de çok çekmiştir.
meclis'de ölesiye dayak yemişliği de vardır, içerde yatmışlığı da.
çok küçük yaşta yatılı olarak verildiği galatasaray lisesi'nden gururla, ama bir yandan da babasına sitemle bahseder.
en çok kafaya taktığı problemlerden biri, türkiye'nin mesleksiz insan yığınlarıyla dolu olduğu ve bu yığınların eninde sonunda politikayı seçtiğidir. politikacıların çoğundan nefret eder.
herkesin kendi işini en iyi şekilde yapmaya çalıştığı, mesleğini sevdiği ve tabii ki sosyalist bir devlet yapısı hayal eder.
hep gölgesinde kalmış ve kalacak, kadınları çözmüş duyarlı yazar maskesi takan ahmet altan ve matematikçiliği sayesinde türkiye'ye en uygun ekonomik modellemeleri çözümleyebilecek gerçekçi yazar ayaklarına yatan mehmet altan'ın babasıdır.
sık sık tekrarladığı belli başlı kalıpları vardır. en sevdiklerimden biri:
"her ne kadar yeryüzü 250'den fazla ülkeye bölünmüş olsa da aslında insanlar sadece ikiye ayrılır: zenginler ve fakirler."
divan pastanesi'nde görmüş ablam kendisini, 82 yaşında olmasına rağmen önünde şarap kadehi, elinde sigarası duruyormuş. bir rakı masasında başbaşa oturup sabahlara kadar muhabbet etmek istediğim adamlardandır çetin altan. ne hikayeler vardır onda, dinle dinle bitmez.

Hiç yorum yok: