bir yerlerde okudum. einstein okulda hocasıyla tartışıyor. tarihin herhangi bir döneminde yaşamış herhangi biri de olabilir aslında, einstein'ın üzerinde çok durmamak lazım. insanlar ünlülerin üzerine hikayeler yaftalayıp efsaneleştirmekten büyük keyif alırlar ya, o sebepten. bir bakarsın aynı hikayeyi sibel can yaşamış gibi anlatıyorlar. gerçi hikaye, akışı itibariyle einstein'a da çok yakışıyor. kafanda canlandırdığın einstein fotoğrafına diyelim, yoksa hiç birimiz tanışmadık.
hoca ateist mi, aslında ateist olması gereken einstein değil miydi, bilmiyorum, o kısım karışık ama şöyle tümevarıyor hoca:
evrende varolan her şeyi tanrı yaratmıştır, iyiliği de ve hatta kötülüğü de. o halde tanrının içinde de kötülük vardır. tanrı kötüdür.
einstein el kaldırıyor:
soğuk var mıdır? evet vardır. hayır diyor, soğuk ölçülebilir bir değer olan ısının eksikliğidir. bu değer insanlar tarafından yaratılmıştır, eksikliğinin hissedildiği yere soğuk deriz.
karanlık var mıdır? evet vardır. hayır, karanlık ışığın olmadığı yerdir. ışık, insanlar tarafından ölçülebilir bir değerdir, olmadığı yere de karanlık deriz.
kötülük de aynı şekilde tanrı sevgisinin, ya da en azından tanrı inancının olmadığı yerdir. kötülük başlı başına yaratılmamıştır, bir eksiklikten vücut bulmuştur.
mail'le gönderilen ucuz power point sunumlarına benzedi böyle anlatınca, yanda einstein'ın fotoğrafı. altta mozart'ın für elise'si falan. ama dinlerin varlığını ya da yokluğunu tek paragrafla açıklayamam ya. bunu beklemiyordunuz herhalde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder