daha evvel söyledim, gene söylüyorum:
son yarım saattir feysbuk'da geziniyorum. milletin profiline girip çıkıyorum, uzun zamandır yapmamıştım. millet, size söylüyorum:
bir takım sepya fotoğraflar çektiriyorsunuz. çektirin, güzel. yani çektirmeyin de, hadi çektirdiniz diyelim, tamam, kabul. fotoğraflardan bohem hayatınızı izliyorum. sırf ben değil, herkes izlesin diye koymuşsunuz zaten. bakıyorum, hepiniz bohemsiniz. bob marley şapkalarınız var, elinizde şarap şişeniz, sarma sigaranız. sanata meraklısınız, ellerinizde boyalar, tuvali ya da duvarı boyuyorsunuz. fotoğraf çekiyorsunuz. sergilerde çektiriyorsunuz. tişörtleriniz, kaprileriniz de yaşam felsefenize çok uyumlu. en çok da kumsalda converse'lerinizle daire oluşturup yukardan fotoğraf çekmeyi seviyorsunuz. ay cnm çok şekersiniz.
sevdiğiniz kitaplar listesini sıralıyorum: siddharta, martı, tanrılar okulu, simyacı. biriniz de ömer seyfettin'i sevin be birader? hepinizi tek tek fişliyorum, adreslerinize imzasız mektup gönderip, sevdiğiniz kitapları neden sevdiğinizi açıklamanızı isteyeceğim.
sevdiğiniz sözler mevlana, fuzuli, ömer hayyam ağırlıklı. e onları okumuyorsunuz ki? hermann hesse yeterince bohem mi değil, niye istikrarsızlık yaratıyorsunuz o zaman birader? ablacım?
sevdiğiniz müzik kısmına hiç girmiyorum. orası en acı vereni. kural basit: bilinmediğine inandığın ne kadar grup varsa sırala. ama acı verici, okuyamıyorum.
bohemsiniz işte tümüyle. giyim kuşamınız, gittiğiniz yerler, okuduklarınız, dinlediğiniz müzik. geceleri de hep berabersiniz, genellikle eski püskü, böyle salaş ama çok sıcak, "cici" ortamlarda içiyorsunuz. (yazları kumsalda)
pekiiii, ertesi sabah gün doğarken kalkıp, servise binip, ben mi gidiyorum lan gebze organize sanayii'de bakır kablo satmaya? kübikıllarda ben mi program yazıyorum gece 12'lere kadar? bi kere yüzde yetmişiniz bankacı, ben mi müşterilerimi arayıp kredi şartlarını anlatıyorum telefonda? sor bakalım martı'ya ne der bu işe? en yüksekten uçan, anasının söylediklerini kaale almayan martı ne düşünüyormuş satış temsilcileri hakkında?
diyorsunuz ki, yani demelisiniz ki, ben de çok bayılmıyorum böyle çalışmaya ama istediklerimi yapabilmem için bunlara katlanmam lazım. istemesem, çok memnun olmasam da bu şartlarda çalışmam lazım, ama sosyal hayatım ayrı, demeniz lazım. muhtemelen savunmanız bu. karşıma geçip şarap kadehini iki elinizle kavrayarak, ya da biri kadehte diğeri kotun ön cebinde böyle diyeceksiniz. ben de zaman zaman gözlerinize, ara sıra da sol omuz başınıza bakarak şöyle cevap vereceğim:
- hocam peki ne yapmak isterdin? ressam mı olacaktın, national geographic'e fotoğraf mı çekecektin? altı ay doğu tibet'te mi kalacaktın? hadi yetenek de verdim, iyi senaryo yazabiliyosun diyelim, kendini bir yıl odana kapatıp karakterleri kafanda birleştirecek miydin? ben tanıyorum seni, sen bunu sevmiyosun ki? senin altıda mesain bittikten sonra şehre inip arkadaşlarınla bi yerde içmen ve başka hiç bir şey düşünmemen lazım. (burda kafayı hafif eğerek) yanlış anlama, ben de aynı şeyi yapıyorum, ben de bundan zevk alıyorum, seni eleştirmek için söylemiyorum. ama sen böylesin, muhtemelen fotoğraflarla özetlediğin hayatından çabuk sıkılacaktın. bundan sıkılmadığından değil, ama onu da pek sevmeyecektin.
- peki sen n'apıyosun konuyla ilgili, bi de seni anlat da doğruyu bilelim? (sinirlendiniz, haklısınız.)
- (sol omuz üzerinden uzaklara bakarak, dalgın bir ifadeyle) ben doğruyum demedim ki abi, beni boşver şimdi. (cümlenin sonunda hemen bir yudum içki alarak)
7 yorum:
ve hepimiz(hepiniz) coookkk populeriz(populersiniz)!
yuzlerce (!) arkadasimiz var, ah ne cok seviliyoruz biz!!
Heh, 'office space filminde bi sahne vardi, adam soruyo, iste simdi hatirlamiyorum boyle olene dek calismasan olur yani anlaminda bir miktar paran olsa, ne is yapardin diye. Ben de soruyorum millete, cogu hep 'e bise yapmazdim, oturup harcardim sadece' diyor. Abicim olur mu oyle, hemen sıkılacaksın ondan bak, hedef yok caba yok bise yok? Ne biliim belki de bana oyle geliyor sadece. Siz naapardiniz calismaniza gerek kalmayacak kadar paraniz olsa?
güzel...
Zenginin parası zugurdun cenesini yorarmıs....
ahahahahahahaa:)
13 yaşındayken "Acid dinlerim" diyordum, ne olduğunu bile bilmiyordum, hala da bilmiyorum. oysa ki ben tam bir "New Kids On The Block" hayranı idim.: ))
ama bu 20 sene önceydi. hala bunu yapanlar kaldı mı gerçekten?
@sed "laf ola beri gele" ye örnek ver deseler ozan'ın bu yazısının altına bıraktığın yorumu yazardım.
haa, yani o bohem hayati aslinda yasamayip da yasiyormus gibi yapanlar; o herseyden (edebiyattan, muzikten, iyi yemekten, ickiden vs) hatta herseyin en iyisinden anlayanlar, bos zamanlarinda tv karsisinda vakit oldurmeyip aslinda fotografcilikla, resimle, dagcilikla, yogayla, kuantum fizigiyle falan ugrasanlar ile yuzlerce arkadasi varmis, hepsiyle senede uc bes kere bulusup gorusurmus, cok sosyalmis gibi yapanlar ayni kumede kesismiyorlarmis yani oyle mi?
eh, o zaman ben yanlis anlamisim!
Yorum Gönder