6 Aralık 2009 Pazar

kötü kitap

şimdi, okuduğun kitap kötü çıkınca da büyük problem. misal "sıfır" diye bir kitap okuyorum, d&r'da sırf arka kapak yazısını beğendim diye aldım, çok kötü. bir de uzun, 375 sayfa. atsan atılmaz, yarı bıraksan olmaz, böyle kütüphaneye de konmaz. uyumadan evvel okuyayım diyorsun, okunmuyor ki uykun gelsin. nasıl bitecek bilmiyorum. kitabı yarım bırakıp başkasına geçmek konusunda tarif edilemez takıntılarım var, olmuyor. yanlış anlaşılmasın, yalnız kitaplarda öyle, yoksa çok güzel yarım bırakırım. tuttuğunu koparan, başladığını mutlaka bitiren adam imajı çizmeyeyim.

tv açık, çok güzel hareketler bunlar oynuyor. sevdiğim bir eşkıya sahnesini revize etmişler, şener şen'le keje'nin yüzyüze geldikleri sahne. izlediğimde diğer herife hak vermiştim, tam da orayı oynamışlar şimdi, gene hak verdim. keje odaya girmeden evvelki şener şen'le diyaloglarından bahsediyorum. diyor ya; evet yaptım. keje için en yakın arkadaşımı sattım ben, sen yapabilir miydin? en yakın arkadaşını polise ihbar edebilir miydin? ben keje için cehennemde yanmaya hazırım, ya sen? söylesene, hangimizin aşkı daha büyük?

ben ne bileyim şimdi hanginizin aşkı daha büyük. kafa karıştırmayın kardeşim.

2 yorum:

istanbullover dedi ki...

o adamınki aşk değil malesef.. o adamınki ego kaynaklı takıntı durumu.. geyik haline dönüştü ama gerçek olan, seven insanın bencil olmayacağıdır. gercekten sevseydi keje'yi bırakırdı. son nefesinde bile pislik yapmazdı. nasıl bir zihniyet kendisiyle hiç konuşmayan, yüzüne bile bakmayan bir kadınla yıllarını geçirir anlamıyorum. ayrıca arkadasını satma sebebi aşk değil, bizzat kadınla adamı ayırmak için yapılmış bir plan..bu adamınki aşk değil bu adamınki eziklik kaynaklı bir hastalık.

ne güzel filmdi ya bu arada.. hüzünlendim şimdi..

gulfem dedi ki...

ben de çok güzel yarım bırakırım ya..
bence bu da bir başarı."gerektiği yerde yarım bırakma sanatı"