1 Aralık 2009 Salı

neşeli hayat vol.2

şimdi sinemadan geliyorum, maalesef sözümü tutup cuma günü gidememiştim filme, bayram münasebetinden istanbul'da değildim.
eğri oturup doğru konuşmak lazım çok beğenmedim, daha iyi olabilirdi. hikayenin içi biraz boştu sanki, bir gıdım daha alengirli bir senaryo yazılıp bir kaç karakter daha sokulabilirdi. sonu pek bir yere bağlanamadı. müziği neden kardeş türküler'den alıp başkasına vermiş bu sefer anlamadım, bence olmamış (müziği kastediyorum).

ana temada yine fakirlik, çaresizlik varken bu sefer diğerlerinden farklı olarak umut yok. rıza'nın hayalleri mevcutmuş bir dönem ama artık vazgeçmiş, daha bir kabullenmeci; diğerleri (deli emin, asım noyan) gibi dikine dikine gitmiyor. gerçi muhtemelen önceden de çok dik durmuyormuş, karakteri müsait değil fakat kendi hayalinden kendi güç alabilecek kadar safmış en azından o zamanlar, o da iyidir. organize işler'dekinin tersine bu kez çok dürüst, vizontele'lerdeki gibi saf. saflıksa, diğer tüm film ve oyunlarındaki gibi iyilik barındırıyor içinde. yine bir ortama ayak uyduramama, yabancılaşma söz konusu. fakat bu kez, biraz daha realistleşeyim, çok sivrilmeden gerçek hayatı anlatayım derken kaçınılmaz olarak monotonlaşmış olabilir. filmin temposu bir yükselip bir düşüyor çünkü, sanki bu kez izleyiciye her saniye bir ödül vermek istemiyormuş gibi. diyalogları daha iyi beklerdim, sadece bir kaç tane yakalayabildim.

daha iyi anlayıp yorum yapabilmek için dvd'den bir kaç kez izlemek lazım. eminim bir bildiği vardır.

bu akşam, pulp - bad cover version'ı tavsiye ediyorum ama sözleriyle beraber dinlemeniz lazım. aslında doğrusu önce bir kere dinleyip, sonra sözler eşliğinde tekrar dinlemek. yılmaz abi'den iyi olmasın jarvis'in de çok iyi söz yazarlığı vardır. üşenir bakmazsınız diye onun da link'ini veriyorum. aranızda hala bana gelince ya da arabada pulp çalınca kim bu diye soranlar var. ben şimdi burda isimlerinizi vererek tek tek deşifre etmek istemiyorum ama ayıp, bir zahmet, hadi canım, hadi artık.

Hiç yorum yok: