adam boş adam değil belli ama 70-80 kitap evvel okuyaymışım daha çok
etkilenirmişim, biraz yavan kaldı. fakat şöyle şeyleri de var:
"... çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarını düşünen kişi değil. insanlarla barışık. onun büyük işler yapacağı umulur. ama beş-on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.
saatine baktı. dörtbuçuğa beş vardı. 'eve gidip okusam.' durağa yürüdü. 'bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.' kafasından geçene güldü. duraktakiler dönüp baktılar. kadının biri kaşlarını çattı. sokakta kendi kendine sesli gülünemeyeceğini bilmeyen yoktu. 'ne adamlar be. güldüysem güldüm, size ne?' duramadı orda, yürüdü. eve gitmeyecek. içindeki 'sinemadan çıkmış kişi'yi öldürdüler. sağ kalan sıkıntılı, kızgın..."
"... temmuz 23'ün yanına yalnız iki kelime yazılmıştı: 'onu seviyorum.' buna da inanmadı. yalan! beni sevseydin o günün 23 temmuz olduğunu bilmezdin..."
peki her şeye karşı olan, akşam evine torbayla dönen adamlarla "eli fileliler" diye dalga geçen bu adamın iki kez evlenmiş, bir çocuk sahibi olması?
"... çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarını düşünen kişi değil. insanlarla barışık. onun büyük işler yapacağı umulur. ama beş-on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.
saatine baktı. dörtbuçuğa beş vardı. 'eve gidip okusam.' durağa yürüdü. 'bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.' kafasından geçene güldü. duraktakiler dönüp baktılar. kadının biri kaşlarını çattı. sokakta kendi kendine sesli gülünemeyeceğini bilmeyen yoktu. 'ne adamlar be. güldüysem güldüm, size ne?' duramadı orda, yürüdü. eve gitmeyecek. içindeki 'sinemadan çıkmış kişi'yi öldürdüler. sağ kalan sıkıntılı, kızgın..."
"... temmuz 23'ün yanına yalnız iki kelime yazılmıştı: 'onu seviyorum.' buna da inanmadı. yalan! beni sevseydin o günün 23 temmuz olduğunu bilmezdin..."
peki her şeye karşı olan, akşam evine torbayla dönen adamlarla "eli fileliler" diye dalga geçen bu adamın iki kez evlenmiş, bir çocuk sahibi olması?
1 yorum:
kitabın ortalarındayken okudum bu yazını. tam da aynı paragfara takılmışız. şaşırmadım.
her filmden çıkışta aynı his, katil onu bulana dek süren.
bildiğin ama farkında olmadığın yüzüne vurulduğunda kitap daha bir keyifli oluyor.
Yorum Gönder