evrensel kurallara göre, bir sanat eseri, üzerinden 70 yıl geçtikten sonra topluma mal olurmuş. istediğin gibi çoğaltabilirmişsin, telif hakkı ödemen icap etmezmiş.
sanatçı kürsüsünden bakarsak;
ters tabii. diğer her konuda mülkiyet hakkın var. mülkiyeti takiben miras hakkın var. ama burda yok. 70 yıl sonra daha da para mara alamıyorsun. halbuki ben bunu çocuğuma miras bırakmak istiyorum? çocuğuma daire bıraksam ömrü boyunca kira alabilecek. tablo bırakıyorum, zamanı dolunca beş kuruş alamıyor. niye? sanatın topluma mal olması, bu güzellikten herkesin faydalanması lazım diye. bana ne? sokarım öyle topluma derim ben sanatçı olsam.
toplum kürsüsünden bakarsak;
çok iyi. mona lisa'yı al çoğalt, çoğalt, herkes görsün, herkes inceleyebilsin, herkes keyif alsın bu güzellikten. parası olan da olmayan da. resime merak duyan da duymayan da. zaten bireyin toplumda değeri, bireyin topluma sağladığı fayda kadar. biz ona çok değer veririz, çok saygı gösteririz, yeter ki bize eserlerini beleşe göstersin. bizi bu zevkten mahrum bırakmasın. sanatçıya saygımız sonsuz. öyle aç maç da bırakmayız, dernek falan üç beş kuruş toplar veririz olmadı.
pekiii, bir de tüm bunları düzenleyen otoriteye bakalım: sen otoritesin, dedin ki böyle bir güzellik var, bunun kafasını tek başına yaşayamazsın, buna hakkın yok, hepimize göstereceksin, hepimiz faydalanacağız dedin. bir kere adı üstünde otoritersin, hafif faşizme bile kaçıyorsun. ben sanatçı olsam, beni paylaşmaya zorlasan, sormaz mıyım sana niye illa benimkini paylaşıyoruz? o zaman seninkini de paylaşalım, öbürkününkini de paylaşalım, onlar da güzel. sanatçıyız diye suç bizde mi? zanaatkar olsak, ürettiğim rulmanı millete bedava mı dağıttıracaktın? bu kanunu öğrendikten sonra kafamdan geçen sorular bunlar.
2 yorum:
Sanat eseri denilen nesnelerin sanatcilar tarafindan aslinda / ideal olarak hicbir maddi gelir kaygisi olmadan yaratildigini atliyosun bence...dolayisiyla telif hakkinin da aslinda sanatcilari korumak amacli olarak, diger "otoriteler" vasitasiyla ortaya cikmis oldugunu dusunuyoruz... Zira 70 yil insan omrunu temsil etmekte..."en azindan adam olene kadar rahat etsin" fikriyle yola cikilmis bir mevzu bence...
Arz ederim.
Ozancım, öncelikle bahsettiğin kanunun ilgili maddesi şu şekilde;
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
Madde 27 :Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder. (Ek cümle: 03/03/2001 - 4630/16. md.) Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda, hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl geçmekle son bulur.
Yani koruma süresi sanatçı öldükten 70 yıl sonra doluyor ki bu bana göre makul bir süre. (adamın torununun torunu dahi yararlanacak nerdeyse)
şimdi sen diyorsun ki sanatçının suçu ne, neden topluma mal oluyor. Çünkü sanat bireysel değildir, toplumlar santla gelişir, herşey gider, sanat kalır, tablolar anlatır, binalar anlatır, müzik, edebiyat anlatır bize geçmişimizi, kim olduğumuzu, hatalarımızı, güzelliklerimizi. başka hiçbir şey değil sadece sanat bunu yapabilir ve o yüzden Atatürk dahi 'Hepinizi milletvekili, bakan olabilirsiniz ama sanatkar olamazsınız' demiş mesela.
toplumların ilerlemek için sanata herşeyden çok ihtiyacı var gerçi sanat toplum için midir yoksa bireysel midir tartışması halen vardır ama yine de sanata ulaşmak toplum için pahalıya mal olmamalıdır. O yüzden kanun faşist değildir, hatta çok iyi düşünülerek hazırlanmıştır.
şimdi rulman demişsin ya aslında bazı zanaatkarların vb. hakları da marka ve patent kanunu ile korunuyor. (rulman için geçerli mi bilemiyorum tabi) senin sevmediğn inovasyonlar da aynı şekilde korunuyor yeterki yeni ve faydalı bir buluş olsun ama bu da ayrı ve uzun bir konu.
Neticede hukuk fazla karmaşık bir dal(bu konuda yazmak cesaret ister, seni kutluyorum), din gibi biraz, herkes aynı cümleyi çok farklı yorumlayabiliyor, herkesin işine gelmiyor, hukuk asla herkesi memnun edemez zaten. O yüzden biz varız.:)
Yorum Gönder