can sıkıntısına (ya da huzursuzluğa diyelim) sebep, "yeni" hiçbir şeyin olmaması ise, yani bunu yalnız başına - tek sebep - kabul edersek, sene olmuş 2011; sen haala nasıl monotonluktan muzdarip olabilirsin? bilgiye erişimin kolaylığı, hayatının her saniyesinde bir yenilik olmasına müsamaha gösteriyor iken, en yakın inovasyona bile uzak durmanın iki sebebi olabilir: senin tembelliğin ya da inovasyonun gereksizliği. biz ikincisi üzerinde duracağız.
şimdi söyleyeceğim daha evvel milyon kez tekrarlanmış. ama tekrarlandığının her defasında an için (ki bizim önem verdiğimiz de o) doğruymuş. yani bu bildiğimiz yanlışlanabilir doğrulardan değil. ya da şöyle diyelim, sonrasında yanlışlanması bunun doğruluğuna ziyan vermiyor. niye vermiyor? çünkü her seferinde zamanın ruhuna uyuyormuş. "o zamanki şartlar başkaydı" mevzusu. peki yanlışlanabilir doğrular da zamanın ruhuna uymalarına rağmen neden yanlışlanabiliyor? çünkü onlar kendilerini sınırlamıyorlar, geniş zamanda konuşuyorlar, benim söyleyeceğim (ve diğerlerinin söyledikleri) sınırlıyor. dünya düzdür diye tutturuyorsan dünya şimdi düz, yarın da düz olacak, hep dümdüz diyorsun. ertesi gün yuvarlak olduğunu kanıtlarsam, yanlışsın. peki ben ne diyorum? şimdiye kadar yapılabilecek her şey yapıldı, diyorum.
buna nasıl itiraz edebilirsin? şimdiye kadar yapılabilecek her şey zaten yapıldı, hem kronolojik olarak, hem mantık olarak, hem de aksinin ispat edilememesi bakımlarından doğru. itiraz edemezsin; ama kabul eder misin?
şimdiye kadar insan hayatı, hayvan hayatı, sinema, edebiyat, müzik, bilim, o-izm, bu-izm, herrr şey yapıldı. en uçlar yaşandı, sınırlar zorlandı. sınırlarını zorlayanlar ödüllerini ya da cezalarını aldı. sana ne kaldı? inovasyon.
inovasyon dediğim şimdiye kadar yapılandan farklılaşmaya çalışmanın çaresizliği. mesela diş fırçası. diş fırçası önemli buluştur, insan hayatında önemli tadillere sebep olabilir ama 45 derece açılı, oynar başlıklı diş fırçası? işte o çaresizliktir.
gereksiz inovasyon her gereksizlik gibi, olmasa daha iyidir, kendi mevcudiyeti sıkıntı yaratır.
hayatımızı daha da zorlaştırır.
kendi adıma konuşayım, bana, şimdiye kadar yapılacakların yapıldığını hatırlatır.
volkan konak - göklerde kartal gibiyim
(sanatçı, inovasyona olan nefretini 2:51'de kusuyor.)
1 yorum:
İlk harfinden son harfine kadar katılmıyorum.
Had safhada anlamsız buldum.
Cok fazla parantez kullanıp, zaten olmayan uslubunu daha da cekilmez hale getiriyorsun.
Uzuntu verici..
Yorum Gönder