ben haftada iki kere berbere gidiyorum. çok mu?
karaköy'deki ofisimin arka sokağında dükkan işleten selahattin abi'nin en önemli özelliği, müşterisini çok iyi tanımasıdır. gürcüdür.
gittiğimde saç mı sakal mı diye sormaz, koltuğa otururum, hangisi gelmişse ordan başlar. konuşmaz. arkadaki duvarda asılı (üç inç) televizyonda ntv ya da habertürk açıktır.
traş biter, sıhhatler olsun der, sağol deyip parayı uzatır çıkarım.
bazen canım sıkılır, "ne diyosun abi bu chp'ye" derim, anlatmaya başlar. adam bütün gün haber kanalı izler.
arada bir lokantada rastlarım, aynı masada konuşmadan yeriz. kalkarken hesabını öderim, "sağ ol" der.
bir oğlu, bir kızı var. oğlu futbolcu olmak istiyor. bacakları güçlensin diye akşamları pekmez içiriyor.
sıra bekliyorsam mutlaka "çay söyliim mi ozan'ım" der.
her banknotu bozar, problem çıkarmaz.
meslektaşları gibi kendisine berber denmesine ses çıkarmaz. kuaför diye düzeltmez.
sağdaki soldaki esnafa devamlı borç verir, hep alacaklıdır. hiç girmese mutlaka biri girer, kolonya sürüp çıkar.
merter'de oturur, sabahları üç vesaitle gelip yedide dükkanını açar. akşam sekize kadar.
sakalı beş, saçı on liraya keser.
bu mavi yakalı analizimizde, sıcak bir esnaf atmosferini, kalender bir süper baba, perihan abla mizansenini resmettik. kısmen doğru, (muhtemelen) kısmen de kendi algımdan mütevellit yanlıştır.
4 yorum:
giderek çok daha iyi yazıyorsun, bundan bir öykü çıkarmış, gözlem harika amcayı kafamda canlandırabildim ama cümleler dağınık, bir iki tane de tekrar var. (kızdan pek bahsetmiyor anlaşılan)
Tam kendine gore bir berber bulmussun. Pasif...
esnafa mavi yakalı denmez..mavi yakalı;belli bir ücret karşılığında fabrikalarda çalışan işçilere (proleterya) denir..
buraya blog actiysan bunları bileceksin..
mavi yakalı, fiziken, bedenen çalışana denir.
mavi yakalının illa fabrikada çalısması gerekmez hayatım.
türkçede tanımlar "iş yeri"nden bağımsız olarak verilir.
Yorum Gönder