24 Aralık 2010 Cuma

filim

sinemada bir hikaye anlatılırken ister istemez hızlı ileri sarılmak zorunda tabii.
bir adamın başından geçenler, bir kadının başından geçenler, bunların iki saate sığdırılma mecburiyeti, her düğümün kolay çözülmesini, her kötülüğün iyilikle sonuçlanmasını gerektiriyor. neden? çünkü uzun vadede her şeyin iyilikle sonuçlanacağına inanıyoruz. hızlı sarınca da, direk iyiliği görüyoruz.

pratikte böyle olmaması, her şeyin ağır çekimde ilerlemesi kendi içinde bütünlük sağlasa ona da tamam, itirazım yok. ama öyle değil. kötü taraflar ciklet gibi uzun, iyi taraflar hızlı ileri sarılıyor. ikisi birden ağır çekim olsun bari. ortada bi negatif ayrımcılık var, ona söylüyorum.

Hiç yorum yok: