başarılı adamların başarılı olduktan "sonra" anlattıkları başarı hikayeleri, çoğunlukla gerçekle örtüşmez. bu, anlatıcının yalancı olduğunu da göstermez. başarılı anlatıcı, anlattıklarını bir ego eleğinden geçirdikten sonra, sadece eleğin altında kalanları bize sunmaktadır. ego, 3. kişiye anlatılan çoğu hikayedeki gibi burada da süzgeç vazifesi görmektedir.
benim 32 yıllık kendi hayat hikayemde önce maslow'la freud'la, sonra da fight club'la revolver'la moda olan, popülarite kazanan bu ego, insanın kendi kendisini yönetmesidir (cumhuriyet). yani, kendi kendine yalan söylemesidir de diyebiliriz.
başardıkça büyüyen elek, giderek büyüdüğünden, üstte kalan tortu miktarı da artacaktır. tortu arttıkça da hikayenin gerçekle bağıntısı ters orantıyla (obeb-okek) azalacaktır. ne kadar başarılı adam - o kadar yanlış hikaye. (yalan hikaye demiyorum, altını çizerim).