"benim hiçbir şey yapma zorunluluğum yok, sadece ölmek zorundayım!"
bu cümle, aslında muhteviyatına uygunsuz olarak, lisedeki almanca dersimizde, avusturyalı hocamız tarafından, fiil çekimleriyle ilgili hata yapan bir arkadaşımıza bağırarak söylenmişti. adam almanca'daki "müssen" (zorunda olmak) fiilinin yanlış kullanımına sinirlenmişti aslında; o fiil öyle her yerde kullanılmaz, demek istemişti. ve arkadaşımızın burnunun dibine kadar yaklaşıp, sadece ölmek zorundayım, başka bir zorunluluğum yok, diye bağırmıştı. çocuktuk, anlamamıştık.
yani "zorunda olmak" sadece tek bir senaryoda ihtiyaç duyacağımız bir kelime, o da ölmek. buna rağmen tek bir kelime bile değil, iki kelimelik bir deyim türetmişiz. sadece bir kere kullanabilmek için koskoca türkçe'ye iki kelimelik bir deyim daha eklemek. ne büyük israf.
yani "zorunda olmak" sadece tek bir senaryoda ihtiyaç duyacağımız bir kelime, o da ölmek. buna rağmen tek bir kelime bile değil, iki kelimelik bir deyim türetmişiz. sadece bir kere kullanabilmek için koskoca türkçe'ye iki kelimelik bir deyim daha eklemek. ne büyük israf.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder