bilinmeyenden korkmanın, en azından rahatsızlık duymanın, gerilmenin, tam karşıtı, çok iyi bilinen ve alışkın olunanın yanında duyulan güvense eğer, ben bunun en somut örneğini, hatta ilk ve tek örneğini öğrenciliğimde yaşadım:
bir fizik yazılısından 100 üzerinden 9 aldım ve sonraki sınavda yüksek bir not alamazsam eğer, sınıfta kalacaktım.
çok çalıştım, sınava girdim, yaklaşık 20 dakikada işimi bitirip çıktım ve 100 aldım.
daha sınav salonuna girerken tarifsiz bir mutluluk, huzur ve güven hissettiğimi hatırlıyorum. ne hocayla göz göze gelmekten kaçınmak vardı, ne de arka sıralara oturma çabası. içimde en ufak bir korku da yoktu. sınava tutulduğum alana o kadar hakimdim ki, çoğu soruda istenmeyen cevapları dahi bulup yazdım, açıklamalar ekledim.
bu bir daha hiç başıma gelmedi. bir daha hiçbir şeye bu kadar hakim olduğumu hatırlamıyorum. ama o hazzı bir kere daha tatmak için çaba gösterilir. bilmenin, çok iyi bilmenin verdiği mutluluk ve huzur. demek ki mutluluk çok çalışmaktan geliyor sevgili kardeşim, yani en azından ona giden yollardan biri bu. hangi üst makam, hangi merci bizi artık sıkı bir disipline sürüklenmek zorunda bırakabilir bilmiyorum ama olur da denk gelirsem, yine yeni yeniden.