yeni baro başkanı ümit kocasakal'ın ateşli konuşma şekli, her ne kadar
eskiden beri hoşuma gitse de, dün geceki enver aysever'in programında
birçok soruda -mecburen- bel verdi, dimdik duramadı. neden mecburen?
çünkü savunduğu şey doğru değil zaten. neden değil? çünkü basit
anlatımla, dünyada adalet yok, dolayısıyla hukuk da farazi.
kck mahkemelerine de destek veriyor musunuz dendi, apo'nun avukatlarıyla görüştürülmemesi konusunda apo'nun tarafında mısınız dendi; her şeyde hukukun üstünlüğünü ve eşitliği savunan bir adama sorulan "güzel" sorulardı. o da bir insan evladı olduğu ve siyasi bir görüşü bulunduğu, bir taraf tuttuğu için, mecburen bel verdi, ateşli ateşli cevap veremedi.
bunun sebebi bence şu:
adalet aslında varolmayan, insanların sonradan icat ettiği bir şey. tekerlek gibi, elektrik gibi... ve varolmayan, sonradan icat edilen şeyi hayatınızın -her- alanına sokuşturmaya çalışırsanız, bir yerlerde sistem mutlaka hata veriyor. örneğin tekerleği hayatınızın her safhasında, her yerde kullanmaya çalışmıyorsunuz. çünkü tekerleğin kullanılabileceği ve kullanılamayacağı pozisyonlar var, duruma göre hareket ediyorsunuz. ama hukuğa gelince yoooook, adalet her zaman, her yerde olmalı diyorsunuz. halbuki hukuk da aynı tekerlek gibi, bazen kullanılamıyor, işe yaramıyor.
kck mahkemelerine de destek veriyor musunuz dendi, apo'nun avukatlarıyla görüştürülmemesi konusunda apo'nun tarafında mısınız dendi; her şeyde hukukun üstünlüğünü ve eşitliği savunan bir adama sorulan "güzel" sorulardı. o da bir insan evladı olduğu ve siyasi bir görüşü bulunduğu, bir taraf tuttuğu için, mecburen bel verdi, ateşli ateşli cevap veremedi.
bunun sebebi bence şu:
adalet aslında varolmayan, insanların sonradan icat ettiği bir şey. tekerlek gibi, elektrik gibi... ve varolmayan, sonradan icat edilen şeyi hayatınızın -her- alanına sokuşturmaya çalışırsanız, bir yerlerde sistem mutlaka hata veriyor. örneğin tekerleği hayatınızın her safhasında, her yerde kullanmaya çalışmıyorsunuz. çünkü tekerleğin kullanılabileceği ve kullanılamayacağı pozisyonlar var, duruma göre hareket ediyorsunuz. ama hukuğa gelince yoooook, adalet her zaman, her yerde olmalı diyorsunuz. halbuki hukuk da aynı tekerlek gibi, bazen kullanılamıyor, işe yaramıyor.
2 yorum:
adalet de iyi-kötü gibi değişken. hatta gerçek kadar değişken. düşün kafası farklı kaç tane insan yaşıyor, bunların hepsinin adalet anlayışı bir olabilir mi? adil olanla olmayan kişiden kişiye değişecektir. sen adaleti kocaman topluluklara uygulamaya çalışıyorsun. üstelik bunu hakimler aracılığıyla yapıyorsun. o hakim ki her gün en az bin dosyayla(vaka) muhatap olmak zorunda kalıyor. işin aslı şu hukuk sanıldığı gibi net değildir. hukuk yorumlanır, hukuk tıpkı havuz problemi gibi çözülür. hukuk asla okunduğu gibi uygulanmaz. bir nevi Kur'an'dır hukuk da. o yüzden önemli olan yazılı olanlar değil, o yazılanların uygulayıcıları-yorumlayıcılarıdır. o yüzden adalet, uygulayıcısının onun dünyaya bakışına ve kişiliğine göre şekillenir. bir nevi onun adalet anlayışı ile bütünleşir. bu minvalde değerlendirme yaparsan haklı olabilirsin. çünkü her uygulayıcının empatisi kuvvetli olmayabilir, her uygulayıcı bağımsız-özgür bir beyinle değerlendirme yapamıyor olabilir. ama tüm bunlar adaleti yahut hukuku tekerlek haline getirmez, getiremez. hukukun bazen işe yarayan bir şey olduğu bir sistemde yaşamak istemezsin, hiç sanmıyorum. ağır aksak da olsa o senin güvencendir. şu noktada konuyu çok feci nihilizme bağlayasım geliyo, herşeye gülüp geçen, siz bunlarla mı uğraşıyorsunuz tadında bakışlarıyla etrafı süzen biri olasım geliyo da o mertebeye hala ulaşamadım malesef.
case law denilen bi sistem var ki yazili hukuktan bu nedenle iyidir.. olay bazinda inceler karar verir boylece tekerlek gibi bir cumleyi/tanimi heryere sokmaya calismaz, yasanan olayi sartlari icinde degerlendirme imkani verir.
Yorum Gönder