11 Ağustos 2011 Perşembe

30

30 yaşına geldim, hala anne - babama ergen genç agresyonuyla cevap verebiliyorum. hastalıklı bir durum.
ebeveynle çocuk arasındaki tartışmanın en temel sebebi verilen, ama almak istenmeyen öğütler, telkinlerdir. ben de almak istemediğimi her fırsatta belirttim, altını çizdim.

- oğlum niye bağırıyorsun? biz hiçbir şey bilmiyor muyuz, sana hiçbir konuda yardımcı olamaz mıyız? tecrübelerimizi aktarmayalım mı, faydalanmayacak mısın?
- faydalanmıcam. kendi bildiğim yoldan giderim ben, yardım istemiyorum.
- insanlık senin yaptığını yapsaydı, hala taş devrinde yaşıyor olurduk. toplumlar da bireyler de tecrübeleri üst üste koyarak ilerler, yükselir. ben bilgimi sana aktarmazsam, sen yine sıfırdan başlarsan hiçbir ilerleme olamaz ki? o zaman ben niye bu kadar yaşadım, çalıştım? ben vereceğim, sen üstüne koyacaksın, ancak öyle yükselirsin. hep sıfırdan başlansa, şimdi hala mağarada ateş yakıyorduk.
- valla doğru diyon.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

yanlış evlilik

aşık veysel'le karısının evliliği.
iz tv'de bir belgesele denk geldim veysel'in hayatını anlatan. kendisiyle ve karısıyla röportajlar da vardı.
karısı şöyle dedi:

- ben giydiriyom, ben yediriyom, ben yıkıyom. hep ben bakıyom buna. her şeyiynen ben uğraşıyom. ben adam ettim bunu aslında.

hey gidi ablacım hey. adam derya deniz olmuş, sen hala yedirmede içirmedesin. ben adam ettim diyosun. veysel mi kööör sen mi körsün?