sabahları işe gelirken trafikte okul servislerine denk geliyorum bazen. öğrencilerin çoğu, kulağında kulaklık, başını cama dayamış uyuyor.
benim zamanımda öyle değildi.
ortaokulun yanlış hatırlamıyorsam tamamında (ya da orta son hariç) okula servisle gidip geldim. o zamanlar bu kulaklık, i-pod mevzuları yoktu, walkman de popülerliğini yitiriyordu. çok ara bir dönemdi.
biz müştereken müzik dinlerdik serviste.
radyo da dinlenmezdi pek, birinin getirdiği kaset dinlenirdi. çok önemli olaydı. evde oturur kaset doldururdun özenle, ertesi sabah saat 6.30'da servise biner binmez, eğer birinin kaseti çalmıyorsa (çalıyorsa saygısızlık olurdu, beklemek lazımdı) kendininkini uzatır, "naci abi şunu bi koyar mısın?" derdin. aşağı yukarı yirmi - yirmi beş kişiye hitap ediyordu hazırladığın kaset, o yüzden geniş açılı bir yere oturup milletin surat ifadesinden bir şeyler çıkartmaya çalışırdın. hele bazen biri "bu çalan kim ozan, iyiymiş" derdi, o zaman bütün emeğine değerdi. gerçi genelde asi karakterimi vurgulayan metallica, nirvana vs. şarkılarıyla dolu olurdu kaset, pek sürpriz şarkı çıkmazdı.
bir de kaseti alıp evde çekme vardı o zamanlar. o hepsinden iyiydi. kasetin başarılıysa servisten biri dönüş yolunda gelir, kaset bende kalsın akşam, yarın sabah getiririm derdi. sen de memnuniyetle, "tabii", derdin. hele üst sınıflardan bir kızsa, o akşam iyi geçerdi.
2 yorum:
hayatımda tek metal dinlediğim dönem lisede servise bindiğim dönemdir ki, moonspell i dinleyerek okula giden tek satanist servis olduğumuzu düşünürdüm:)
heheh.. çok güldümm dogru bizler teknolojinin kısıtlı oldugu dönemlerde büyüdük..
Yorum Gönder