eğer illaki tüm sorunları tek bir cümlede özetlemek istiyorsak, böyle bir takıntımız, özlemimiz varsa, ben yardımcı olayım: herkesin kendi faydasını maksimize etmeye çalışması.
bunu en genel anlamda olunca anlıyorum. herkesin iyi bir iş, iyi bir ev, iyi bir eş vs. istemesi kabul edilebilir bir durum. tabii bunlar da fayda çakışmasına sebep olacak, bunlar da problem çıkartacaktır ama daha az nicelikte ve daha iyi nitelikte.
asıl problemi çıkartan, ve bazen hayatı çekilmez hale getiren daha ufak çaptaki fayda çakışmaları. her gün bundan yüzlerce yaşayan insanlar var (çok büyük çoğunluktalar) ve yorulmuyorlar. yemeğin en güzel tarafını seçmeye çalışmak, en rüzgarsız yerde oturmaya çalışmak, en boş şeridi denk getirmeye uğraşmak, çıkış kapısına en yakın yerde otopark yeri bulmaya çalışmak, en kısa kasa sırasını bulmaya uğraşmak, son otuz saniyede aklıma ilk gelenler. örnekler milyonlaştırılabilir. bu, milyarlarca insan tarafından (eminim ben de ara sıra dahil oluyorumdur) günün uyanık kalınan her saniyesinde, devamlı olarak, art arda, sıkılmadan ve yorulmadan yapılıyor. işin manitacılık boyutundan zaten ayrı bir kitap çıkar.
öte tarafta da, en-el hak mertebesine ulaşmış mı dersin, ermiş mi dersin, filozof mu dersin, bu işlere hiç bulaşmayan adamlar var. yüzbinlerce vardır eminim ama benim ilk aklıma gelenler: nietzsche, schopenhauer, can yücel (şiirlerinden değil. şiirlerini sevmem), krishnamurti ve tabii mevlana. öncelikle bu adamların üzerindeki "anlaşılması zor" etiketini çıkartmak lazım. çünkü hiç değil. adamlar tane tane anlatıyor. herkes kendince bir şeyler anlıyor ama bu konunun zorluğundan değil. ben de çıkıp bir hikaye anlatsam beş başka anlam çıkartılabilir. yani diyorum ki, böyle adamlara da bir şans verip anlamaya çalışmak lazım.
mesela bana anlattıklarından ben şöyle anladım: devamlı olarak kendi faydanı maksimize etmeye çalışmak çok boş iş. çünkü maksimize etmeye çalıştığın tüm o faydalar somut, elle tutulur, ya da en azından hissedilir sonuçlar. halbuki mutlu olmak, rahatlamak için ihtiyacın olan o somut sonuçlar değil, kafanda oluşan kesin ve tereddütsüz sonuçlardır.
bu aralar m.f.ö.'cüyüm. 2.12 - 2.19 arası en sevdiğim bölüm. ve toplu müzikli yemeklerde en çok kolun havaya kalktığı. en bağırarak söylenen.
1 yorum:
kafa iyimiş bunu yazarken.
Yorum Gönder