21 Ağustos 2012 Salı

adalet - hak - hukuk


marmara'nın dağlık ve çok fakir bir köyünden geçiyorum arabayla. gördüğüm tek bir kare, yıllardır moralim bozulduğunda kendimi toparlamama yardımcı olur:

köy o kadar fakir ki, değil yol, arabanın ilerleyebileceği azami genişlik dahi yok evlerin arasında. direksiyon başında oflaya puflaya ilerliyorum. her an bir yere sürtebilirim korkusuyla etrafa bakamıyorum pek. sonra sağdaki sıvasız ev dikkatimi çekiyor. çünkü önünde çıplak bir çocuk oturuyor. eve yaklaşıyoruz. sıvasız evin önündeki çıplak beton avluda oturan çıplak, bir çocuk değil, 35-40 yaşlarında bir adam. gülümsüyor ve ağzının kenarından salyası akıyor. tamamen çıplak değil elbette, altında beyaz yetişkin bezlerinden var. biz geçerken hala bakarak gülümsüyor, akli dengesinin yerinde olmadığı her halinden belli olan adam.

adamın kendini geçtim, onun anasının çektiği nedir arkadaş? "adalet" dünya dillerindeki en karşılıksız kelime olabilir.